Cumartesi, Ocak 16, 2010

Gogol'ün Paltosu'nun Düğmeleri no:3

1
Severim asansörleri. Enteresan ortamlardır vesselam. Ama en çok içerisinde iki kişi olduğunda bayılıyorum onlara. Hele ki içeridekilerden birisi bensem, değmeyin bendeki keyfe. Eğer diğer zat da (ona bundan sonra Cenk veya Ceren Hanım diyeceğim) benim gibi kapıya bakar bir vaziyette yanımda duruyorsa, şaşmaz bir şekilde ileriye odaklanırız. Maksat derin derin düşünüyor görünüp, aslında Cenk Bey'i inceden süzmektir. Bazen ise sadece derin derin düşünüyor görünmektir amaç. Nedir, nedir sebebi acaba? Ceren Hanım'a ciddi ve ulaşılamaz gözükmek, hatta gözükmekten fazlasını yapıp aynen öyle olabilmek için yanıp tutuşmak ve nihayetinde etkilemek onu sanırım arzu edilen. Onunla zerre ilgilenmiyorsunuz sanki, siz çok daha yüce amaçların peşindesiniz çünkü. Bense zevkle dahil olurum bu oyununuza. O doğal olmayan ancak pek bir narsist olan ortama girmek, insanları anlamayı kolaylaştırmasa bile biraz fikir veriyor bana kalırsa.
Ama haydi daha da zevklisiyle devam edelim, geliniz: Bir de Ceren Hanım ile karşılıklı durduğumuz zamanlar vardır. İşte bu gibi anlarda gülmemek için kendimi zor tutarım, affetsinler lütfen. İleriye bakamazsınız Cenk Bey, zira ileriye bakarsanız bana bakıyorsunuz demektir. İleriye fakat yukarıya doğru bakarsanız da bana bakmamak için elinizden geleni yapıyormuş gibi olursunuz Ceren Hanım, ki bu da bana doğrudan bakmaktan çok daha kötüdür söyleyeyim. Yanlara bakarsanız da aynı derecede komik görünürsünüz Cenk Bey, zira oralarda hiç de ilgi çekici şeyler olmadığını siz de gayet iyi biliyorsunuz. Esas fena olan şey ise benim tüm bunları zaten bildiğimi bilmemeniz veya düşünmemenizdir aslında.
Ancak bu işin üstadları da yok değil hani. Bazıları bu gibi durumlarda varsa en yakın aynaya veyahut katları indikçe ya da çıktıkça oynayan sayılara bakarlar. Onları takdir ediyorum. Eldeki imkanları sonuna kadar kullanmak çok akıllıca bu oyunda. Ama sonucu değiştiremezsiniz Ceren Hanım ve Cenk Bey, incelenesi bir biçimde komiksiniz zira. Oyundan sıkılıp da onu bozmak için dosdoğru yüzlerinize hatta gözlerinize baktığım vakit ise bir çeşit aydınlanma ve ruhen yenilenme hissi yaşıyorum adeta. O nasıl bir paniktir Tanrım. Kendimi bilmesem, aynaya bakıp teyit edeceğim neredeyse Ceren Hanım. Ya Cenk Bey size ne demeli? Hiç yakışıyor mu Allah aşkına? Ne oldu az önceki o yüzyılın lideri bakışlarınız? Hayır, kaçırmayın gözlerinizi. Yakalandığınız için de utanmayın sakın. Siz de en az benim kadar insansınız. Sadece beni küçümsediniz. Asansörün açılıp kapanan kapısından, aynadan, değişen sayılardan, düğmelerden, ayakkabınızın bağcığından, havalandırmadan, ışıklandırmadan daha değersiz olduğumu hissettirmeye çalıştınız bana Cenk Bey. Başaramadınız! Sizi yendim Ceren Hanım, sol gözünüzdeki çapağa rağmen sabah 8:45'te muhteşem göründüğünüzü düşünmeniz nedeniyle yendim sizi. Sizlere de iyi günler!

1 Response to Gogol'ün Paltosu'nun Düğmeleri no:3

Adsız
17 Nisan 2010 02:20

.

Yorum Gönder

İnleyen Nağmeler


MusicPlaylistRingtones
Create a playlist at MixPod.com